Gecekondu dan çıkan ve iki Nobel ödülünü tek başına alan 

                       Tek adam : Linus Pauling

 

Değerli dostlarım

 

Yirminci yüzyılın son döneminde insanların kültür düzeyine

en önemli katkıyı yapan kurumlardan biri hangisidir? diye sorulsa benim için Google ve Wickypedia dır derim. Her halde bu inancıma pek çoklarınız iştirak ederler.

 

Her konuda, konuların hiç olmazsa ilk basamaklarını, en güvenilir ve en etraflı şekilde orada buluyorum.

Bir süre önce okurlarından bağış istediği zaman bu kurumun amatör bir ruhla ve bağışlarla yaşadığını öğrenmek beğenimi ve güvenimi daha da arttırdı.

 

 Geçenlerde C vitamini için daha ayrıntılı bilgi almak maksadı ile o konuya girdiğimde C vitamininin yüksek dozlarda kullanıldığında kanser tedavisinde dahi etkili olabileceğine dair Linus Pauling adında Amerikalı bir Kimyacının iddalarını okudum.Dolayısı ile Linus Pauling in kim olduğunu araştırmaya başladım.Çünkü söyledikleri benim C vitamini hakkında bildiklerime bir yerden dokunuyordu

Linus Pauling in yaşamının son yıllarında C vitamine özel bir ilgi gösterdiği dikkatimi çekmişti  İltahabi hastalıklarda ,Kanser tedavisinde ve aterosklerozda etkili olabileceğini savunuyor ve çok yüksek dozda uzun süre verilmesi gerektiğine inanıyordu.Bitki ve hayvanların bazı türlerinin bu vıtamini kendi korunmaları için üretebildiğine bakarak bunu daha yüksek dozlarda özelikle bazı hastalıklardan korunmak veya tedavi etmek amacı verilmesi gerektiğine inandığı gibi kendisinde de uzun süre yüksek dozlarda kullandı.Mevcut prostat kanseri ile uzun  yaşamasını da böyle izah ediyordu. Ancak Mayo kliniği bunun için bir araştırma programı yaptı fakat ayni neticeyi alamadı

.Bütün bunlar bana  1970 li yıllarda İngiltere de basılan 4 ciltlik ciddi bir tıbbi eserde okuduklarımı hatırlattı.

İlginizi çekerse,sizin için de inandırıcı olması düşüncesi ile  Kitap serisinın adını ve C vitamini için yazılanlardan bir bölümünü buraya aynen almak istiyorum:

 

                         “A Companian to medical Studies” Volume 1

                                          Editors-in-chief

                                 R.Passmore and  J.S.Robsone

                                   Revised printng July 1971

 

Bu dört ciltlik kitaba yıllarca elimden düşmedi ve hala başvurmaktayım.

 

Ascorbic acid and the adrenal cortex:

The ascorbic acid content of the adrenal cortex is normally high.However natural infections in man and expermental infections in animals reduce markedly the amount, present in the gland,as does severe fatige and the injection of ACTH.

All these circumstences are associated with inreased cortical secretion .Hence it is natural to postulate that ascorbic acid is associated in some way with the synthesis of cortical hormones. Possibly its role may be to exercise  a tonic inhibition on steroid biosynthesis which is reversed by the action ofACTH.

 

Şimdi gelin de Linus Pauling in hayat hikayesini merak etmeyin:

 

Linus Pauling ,1901 yılında, babası Bavyera dan ,annesi İskoçya dan gelen göçmen bir ailenin çocuğu olarak Oregon da doğdu. 

Babasının sabit bir işi yoktu.Bir süre eczane kalfası olarak çalıştı.

Aileyi geçindirmeye yetmediği için seyyar ilaç satıcılığı yaptı.

Linus Bir yaşında iken kızkardeşi doğdu.Yaşadıkları tek odalı ev yetmez oldu ve şehirden taşındılar.Linus 9 yaşında iken babası öldü .

ve annesi, Linus ve iki kızı ile dul kaldı.

 Lınus Pauling  okumaya çok meraklı bir çocuktu.15 yaşında Oregon Ziraat fakültesine girdi fakat iki lisans birden yapmak istiyordu.

Washington High school idaresi kredilerini  yeterli bulmadığı için bu isteği red edildi ve Pauling okulu terk etti.

 

( Fakat Pauling , 45 yıl sonra, iki Nobel ödülü kazanınca okul bu diplomayı kendisine törenle  verdi.(Resim)

 

Okulu terk ettiten sonra okul masraflarını karşılayacak kadar para kazanıp yine Üniversiteye dönmek kararı ile okulu bıraktı ve haftada 8 dolara bir manav dükkanında çalışmya başladı.

Birkaç iş yeri değiştirdikten sonra bir fotoğrafçılık şirketinde tatminkar bir iş buldu.Bununla ileride Üniversite masraflarını karşılayabileceğini ümid ediyordu. 

!917 de girmek istediği ve ideali olan  Üniversite den kabul edildiğini öğrenince  kazandıkları ile öğrenim masraflarını karşılayabileceğini gördü ve iki sertifika ile kimya, matematik, Mekanik çizim, patlayıcılara giriş, modern İngiliz Edebiyatı,Jimnastik ve askeri talimler  programlarını aldı.

Daha birinci senenin sonunda o da öğrenci olan ve ileride evleneceği Helen’e aşık oldu.Bu yeni durum onun mali gücünü zorlamaya başladı.Sobalara odun kırma ,mutfak temizliği ve etleri kesmek gibi işleri yüklendiği halde bütçe hala istediği gibi düzelmiyordu.

Okulun son iki senesinde ilgisi, maddelerin kimyasal ve fiziksel özelliklerinin ve atomların ekektronik yapısı ile ilişkilerini inceleyen Quantum kimyası üzerine yoğunlaşmıştı. Buna karşılık sosyal bilimlere de ilgisi gittikçe azaldı.Kısa bir süre sonra hocası Prof.S.Graf onu kendisine Öğretim asistanı olarak aldı.Bundan sonra akdemik hayatta süratle ilerlemeye başladı .Daha sonra  kendisine verilen önemli bir burs ile Avrupa ya gitti.Alman,Danimarkalı,Avusturya ve İsviçreli fizikçilerle çalıştı ve yeni olan Quantum mekaniği nin hangi alanlara uygulanabileceğini araştırdı.

California Intitute of Technology de Teorik fizik üzerinde çalışan

Robert Oppenheimer ile yakın bir arkadaşlık kurdu. İki arkadaş kimyasal bağın natürünü birlikte araştırmaya karar verdiler :Oppenheimer matematik hesaplarını yapacak ,Pauling de sonuçları yorumlayacaktı.Fakat Pauling arkadaşının Helen e fazla yaklaşmasından rahatsız olmaya başladı.Oppenheimer Pauling in olmadığı bir sırada Helen e Meksika’da buluşmayı teklif ediverdi.

Helen bu tekifi sükunetle reddetti ve Pauling e de bildirdi.Bu durumdan ve Helen in olayı sakin karşılamasından da rahatsız olan

Pauling, Oppenheimer ile ilişkilerine derhal son verdi.

 

Atom ve moleküllerdeki kimyasal bağların natürünü araştıran çalışmaları ile 1954 te Nobel Kimya Ödülü nü aldı.

Üzerinde çalıştığı konular onu süratle atomun harplerde tahrip aracı olarak kullanılmasına doğru itiyordu .

Atom bombası projesinin kimya Bölümünde çalışması önerildi fakat kabul etmedi. 2.Dünya harbi sonuna kadar da nötr kaldı .

Fakat harpten sonraki karışık  durum ve eşinin olaylara ilgisiz  pasif tutumu hayatını derinden etkiledi ve aktf bir barış eylemcisi oldu.

 Oppenheimer,Harpten sonra nükleer silahları geliştirerek, özellikle Doğu Blokuna karşı harbi önleme mantığını esas alan Manhattan projesinde Kimya bölümünü üslenmesini Pauling den istedi,fakat Pauling ailesini dağıtmak niyetinde olmadığını bildirerek teklifi red etti. Patlayıcılar,Roket pervaneleri,denizaltıları için oksijenmetreler

ve zırh delen mermiler üzerinde çalıştı.Bu çalışmalar için 1946 da ABD Başkanlık Liyakat  Madalyası nı aldı.

Nükleer silahların harpten sonra da geliştirilmesi çalışmaları hızla ilerleyince Einstein ile karşılaştı ve Einstein ın başkanı olduğu Atom Bilginlerinin acil komitesi adlı birlğin üyesi oldu.

Topluluğun amacı nükleer silahların gelişmesinin yaratacağı tehlikelere kamu oyunun dikkatini çekmekti.

Bu çalışmalarının aktivist bir karakter kazandığını ve devletin nükleer silahlar politikasına uygun düşmediğini gören gören   State Department ,1952 de Londra da bir konferans vermek üzere  aldığı davete gitmesi için gereken pasaportu Linus Pauling e, vermedi.

 

1954 te Nobel Kimya Ödülü’nü almak üzere Stockholm a davet edilince pasaportu serbestleştirildi.

Nükleer bilgilerin nükleer silahların geliştirilmesinde kullanılmasına  sıcak bakmadığı için özellikle Amerika da devamlı eleştiriliyordu.

Çünkü Amerika harbi bundan sonra Atom bombası ile önleyebileceğine inanıyordu.

 

Linus pauling ayrıca  nükleer denemelerin yeraltında değil de yer yüzünde yapılmasının sakıncalarına devamlı olarak dikkat çekiyor toplum sağlığının bundan göreceği zararları Commity for nucleer information (CNİ) ile birlikte ısrarla öne sürüyor ve yapılan denemeleri kınıyordu. Onun için Amerika da seveni kadar sevmeyeni vardı.

Nihayet yeryüzünde nükleer testlerin kısmi yasaklanmasını sağlayan anlaşma Kennedy ve Khrushchev tarafından imzalandı ve anlaşmanın imzalandığı gün Linus Carl Pauling e  Nobel Barış ödülü verildi.

Dönem McCarty dönemi idi. Life mecmuası nın, Pauling in 1962 de  aldığı bu ödülden Acayip bir ödül diye bahsetmesi de ilginçti.

1970 te  Pauling e Sovyet Rusya tarafından da  Uluslararası Lenin Barış Ödülü de verildi.

Çocukluğundan beri haşır neşir olduğu ilaçlar ve tıbbi malzemeler diğer, taraftan hastalıklar ve insan bünyesi üzerine kimyasal maddelerin etkileri, bu alanda da onun yoğun ilgisini çekti.

Kromozomlar ve insan DNA sı ile birlikte moleküler biolojiye duyduğu  ilgi arttı ve alandaki araştırmaları ile bu alanın babası kabul edildi.

Kitapları ve yayınları en çok site edilen bilim adamlarından biri belki de birincisi oldu. Bir çok kitapları hala en uzun süre baş vurulmuş

Son yıllarına kadar aktivitesini devam ettirdi ve 1994 yılında 91 yaşında öldü.

Doğuşundan ölümüne kadar inandığı şeylere sarıldı.Belki de en büyük desteği bu inanç gücünden aldı.