Giessen Üniversitsi ile 50 yıllık iişkilerimiz

    Değerli dostlarım  

Eskiden Üniversitelerde akadamik kariyerin önemli bir basamaği olan  

Doçentlik titrinden sonra Profesörlük için de ikinci bir yabancı dile hakim

olmak mecburiyeti vardı.Bunun için 1959 yılında doçent olduktan sonra ikinci

 yabancı dil sınavına hazır olmak için 1961 yılı Ekim ayında Almanya da Giessen Ünivesitesi Cerrahi Kliniğine 6 ay için misafir doktor olarak gittim.

Karşılaştığım güçlüleri saymağa başlarsam: Önce öğrenmeğe çalıştığım Almancam

çok yetersizdi Almanlar arasında da o senelerde İngilizceyi işe yarar düzeyde bilen  sınırlı idi. Klinik Direktörü Prof.Vossschulte de eski otoriter ordinaryüslerdendi     ve o da İngilizce bilmeyenlerdendi.Sekreterine : Çok kötü Almanca sı olan bu genci Dr Schönbach a götürün ilgilensin dedi

Giessen de Üniversite Cerrahi Kliniğine böyle başladım.Doçent olduğum, tanıştırıldığım sırada daima belirtildiği halde kimsenin umurunda değildi.Kimi elindeki spleno portografiyi ne olduğunu biliyormusun der gibi gösterir kimi de ameliyata ekartör çekeck biri lazımsa gelir misin ? derdi.Bu iş cerrahiye ilk başlayanlara verilen görevdi.

Hemen şehirde bir Almanca Kursuna yazıldım.Haftada iki akşamdı.Yetmedi

haftada iki akşam da başka bir kursa yazıldım.

Mesai saatları hastanede 07.00-19.00 idi öğleyin 13.00-16.00 arası serbestti.

Sabah ameliyatlar 07.00 de başlıyordu.Bir sabah arabaya girdiğimde  ısı: -20 yi gösteriyordu.

Sabrettim ,yabancı bir ülkeye özellikle o zamanlarda gitmenin ne demek olduğunu İngiltere den de biliyordum.6 ayın sonuna dağru taşlar yerine oturmuş, 1.Oberarzt genç asistanların ameliyatlarına yardım etmekten kurtulmak için ameliyata girmeyi benden istemeğe başlamıştı.

İyice dost olduktan sonra “neler geliyor bir bilsen sana ilk günlerde böyle davrandığımız için hak verirsin” diyorlardı.Zor günler geçmişti ,hatta hoşuma da gitmğe başlamıştı.

Nisan 1962 de Cerrahpaşa ya döndüm.Haziran 1964 te tekrar ikinci bir altı ay

için yine ayni Üniversite Kliniğine gittim.Tabii bu defa şartlar çok daha değişmişti.

Çok güzel dostluklarımız oldu ve devam etti. Klinikler arasımda temaslar başladı. Her yıl karşılıklı üniversite haftaları düzenlemeye başladık.

1968 den  2008 e kadar 40 yıl bu aktiviteler devam etti.İşbirliğimizin 20.yılında Cerrahpaşa dan burs alan genç doktorlara Giessen Üniversitesinde uzmanlık eğitimi imkanı vermeyi kabul ettiler ve yıllarca öğrencilerimizin orada staj yapmalrını sağladılar.

Bana ilk tanıdığı sırada çok ta müşfik davranmayan sert ordinaryüs Vosschulte

nin 70.Yaş gününü Çeşme de Altın Yunus ta  düzenlediğimiz bir simpozyumla kutladık .O kadar duygulandı ki elini omzuma koydu ve

-Erol ! “benim adım Karl” dedi.Bu davranış, Almanya da “bana artık sen diye” hitap etme müsaadesini veriyorum demekt;ve çok samimi bir Türk dostu olmuştu.

 Uzun yıllar Giessen Tıp Fakültesi Dekanı olan Prof..Ringleb bu aktivitelerin

en inanmış destekçisi olarak  çalışmş ve İstanbul Üniversitesi Fahri Doktoru ünvanını almştı.

Üniversiteler arasında bu tür temaslar için genelde anlaşmalar imzalanır

Bir gün Dekan Ringleb:Herr Düren ! dedi  “Fakültemizin bu tür faalıyetler için yaptığı anlaşmalara toplu olarak bakmak istedim .Sizinle böyle bir anlaşma yapmamışız.! Sana daha komik bir şey söyleyeyim mi? bir sizinki çalışıyor diğerleri ortada yok.”

2005 yılında Giessen   Justus Liebig Üniversitesi Tıp Fakültesi ,  .yukarıda özetlediğim faaliyetler çerçevesinde bana üniversitesinin fahri Doktorluğu ünvanını verdi.Bu işlemin bir parçası olarak ta benden bir doktora dersi vermem isteniyordu.Bu fırsatı tıbbi konuda bir dersle ziyan etmek istemedim ve bilmelerinin çok gerekli olduğunu gördüğüm bir alanı konu olarak seçtim.

                    “Türkiye nin Batıya Yönelişinin tarihi gelişmesi”

Dersimi dinleyen Alman dostlarım 1968-2008 yılları arasında 40 yıl boyunca  düzenlediğimiz haftalarla Türkiye yi Van dan İzmir e ,Antalya dan Safranbolu ya Trabzon a ,Ankara,Kayseri Adana  Çanakkale Bursa dan Nemrut dağına kadar

gördükleri halde Türkiye yi ve Türk halkını daha çok tanımamız gerekiyormuş dediler.Bu ders metninin hem Türkçesini hem de Almancasını elinizin altında bulacaksınız.Size yardımcı olacağını ve gerektiğinde kullanacağınızı umuyorum.

Sevgili dostlarım,

.Sakın bu yazdıklarıma marifetlerini anlatıyor gözü ile bakmayın. Zaten yazarken sıkılıyorum,çok üzülürüm.

Arkamızdan gelen genç kuşaklar var.50 yıllık hocalık hayatımın içinden onlara sunacağım daha çok hayat tecrübelerim var. Onlar işe yarasın istiyorum .Yol göstersin, cesaret versin,güçlüklerden yılmasınlar,hedeflerine, başarılara bizden daha kolay varsınlar istiyorum.