Gazetelerimizin Türkçesi üzerine

 

Ne zaman elime bir gazete alıp okumaya başlasam, gördüğüm bazı imla hataları, kelimelerin yanlış kullanılmaları veya cümle düşüklükleri o kadar sık karşıma çıkmaya başlar ki onlara takılırım ve konuya olan konsantrasyonumu kaybederim.

Ben de bir Cumhuriyet çocuğuyum. Ancak biraz kıdemliyim. Bizim neslimiz öğrenci iken evimize giren gazetelerden Türkçemizi geliştirirdik:

Gazetelerin otoriter köşe yazarları birbirlerinin Türkçelerinde hatalar

buldukları zaman köşelerinde günlerce tartışmalara girerlerdi. Biz de bu ciddi ve

 kaliteli tartışmaları zevkle ve çok şey öğrenerek izlerdik.

 

Şimdi ise karşılaştığımız bu hatalar, yanlış örnekler olarak, zaten her tarafından yaralanmış Türkçemizi daha da perişan ediyor.

Nihayet bir akşam elime kâğıdı kalemi alıp kaydetmeye başladım. Çok da sıkı

taramadan ve iki üç gün içinde bakın ne örnekler çıktı:

 

1- Gazetede bir başlık: Aklıselim birileri aranıyor.

Akl-ı selim sıfat değil isimdir. Kullanmak isteniyorsa :

Aklıselim sahibi, aklıselim’den mahrum, aklıselim’i olan, aklı selimin zerresi yok gibi kullanılabilir.

2-Hiç mahsuru yok (çok sık yapılan bir yanlış).

  Hayır çok mahzuru var.(doğrusu)

   Mahsur kalmış: kuşatılmış, muhasara edilmiş.

 

3-Türkiye düzeyinde 72 yerelde…

   Yerel isim değil sıfattır:(Yerel mahkeme gibi)
     Yerel seçimler (sıfatın doğru kullanılışı)

     Türkiye de 72 yerde(ismin doğru kullanılışı)

 

  4- Kişileri sosyal,tıbbi ve hukuksal yönden desteklemek

     Sosyal :    Fransızca kökenli

     Tıbbi  :     Osmanlıca   ,,

     Hukuksal: Osmanlıca kelime Türkçeleştirilmeye çalışılarak kullanılmış!

                                              Hiç değilse o da tıbbi gibi  hukukiolarak

                                               kullanılabilirdi.             

     Yön kelimesine eklenen 3 sıfat, ahenkten mahrum, ayrı kökenli üç kelime (kulağınızı tırmalamıyor mu?)

 

 5- Yerleşik hayata geçirilebilmeleri için ne gibi önlemlerinalınabileceğinin onların yaşadığı vilayet ve livalardan soruldu.

 

6- Prof.Teziç , Tanilli nin özellikle Uygarlık Tarihi kitabıyla bir çığır açtığını ve aydınlanmanın meşalesi yaktığı söyledi.

 

7-“Türk-Amerikan temsilcileri gelip Amerika’ daki yatırım için desteklerini

söylediklerini görüyoruz.”  (üstteki üç cümleyi nasıl isterseniz öyle anlayın)

 

8-Geçen yıllara rağmen fondetöninizi değiştirmiyorsanız……..

     (Fondöten’ inizi değiştirin !)

 

9-Prof.Karakaş, tutukluluğun son derece istisna bir durum olduğunu belirterek…

  ( Burada İstisna isim, tutukluluğun sıfatı olarak, istisnai veyamüstesna veya ayrı tutulan kelimeleri kullanılabilirdi)

 

10-Birbirimizin gönlünü yaptığımıza göre,birbirimizi kırmadan buuluslararası camialar içerisinde bir arada oluşumuz …. (Uluslararası topluluklar amacı karşılayabilirdi.) 

Osmanlıca da camia zaten çoğul olduğuna göre camia lar ile çoğulu bir daha çoğul yapıyoruz !

11-  …………malumu ilan  (çok sık yapılan bir ufak yanlışlık)

      Doğrusu malumu ilam olmalı.

     (Osamanlıca –Türkçe Ansiklopedik Lugat: Ferit Devellioğlu)

 

12-Rahmetli Nejat Eczacıbaşı nın şu sözü aktarılıyor: Kurucunun onuru şirketleri iflasa götürür.

Rahmetlinin öyle söylediğini hiç tahmin etmiyorum. Kullanılmak istenen kavram

Her halde onur değil gurur dur. Onur, insanı her zaman yüceltir gurur ise güç durumlarda bırakabilir.

 

 

13-Bütün bunların,ahlakın bir ölçüde sükûtunun  hepimizin gözünün önünde olması…

 

Yukarıda aksanları da konmuş ve susma anlamına gelen sükût kelimesi sukut   yerine kullanılıyor.Kullanılmak istenen kelimeSukut Arapça da düşmek ten geliyor.Sakıt Başbakan düşürülmüş Başbakan gibi.

Arapça Paraşüte de sukutiyye dendiğini lügattan kontrol ederken gördüm.

 

Ben dilimizin bu tür Osmanlıca dan kalan kelimelerden arındırılmasına hele onların yerine kelimeler uydurulmasına kesinlikle karşıyım.En oturmuş dillere bakalım hepsinde Latince Fransızca ve kök Germence den alınmış kelimeler o dillerin zenginliğini sağlıyor.Türkçemizde muhafaza ettiğimiz hatta telaffuzunu zarifleştirdiğimiz  bu tür kelimelerin doğru okunup yazılması için taşıdıkları aksanları, kelimeyi muhafaza ettiğimiz halde, yazıda niye kaldırdığımızı da hala anlamış değilim.Katip,Kamil,Mükafat  gibi kelimelerin günahı ne?

Bu 13 örnek ile yetiniyorum. Değerli yazarlarımızın dikkatini çekmek hususunda faydalı olursa mutluluk duyarım.

 

Her gün yeni bir gazeteyi ortaya çıkarmanın ne demek olduğunun bilincindeyim. Fakat gönül yine de kusursuz görmeyi arzu ediyor ve takılmadan edemiyor. Çünkü her şey daha iyi için. Haddimizi aşmış isek af ola.

 

Saygı ve sevgilerimle

 

Prof.Dr.Erol Düren

Alman Hastanesi Tıbbi Direktörü

 

Not:

Bu yazımı ……… Gazetesine göndermek üzere hazırlamıştım. Fakat sonra vaz geçtim. Nasıl olsa her halde bütün basılı yayınlarda bu tür ufak tefek yazı ve baskı hataları olabiliyor. Maksat dikkati çekmek.