E mail’lerden çıkan sürprizlerden

      Çannakkale Savaşının Başka Bir Gerçeği

> > 94 yıllık hikâye... Yıl, 1915.
> > Çanakkale'de kan gövdeyi götürüyor.
> > "Geçerim" diye saldıran emperyalistlerin insan
> > kaybı, 100 bini aşmış...
> > "Geç de görelim" diyen dedelerimizin kaybı
> > ise, 150 binin üstünde....
> > Mermiler havada çarpışıyor.
> > Cesetler toplanamayacak kadar çok...
> > Bu inanılmaz kıyıma rağmen, İngiliz Hükümeti
> > durumdan memnun. Çünkü gerçeği bilmiyor.
> > Çanakkale'deki İngiliz cephe komutanı, "Vaziyet gayet iyi...

    Bugün yarın geçeriz" raporları gönderiyor devamlı...
> > O sırada genç bir gazeteci var orada. Avustralyalı.
> > Melbourne Age Gazetesi'nin muhabiri.
> > Görüyor ki, durum kel... Hadise, hiç de İngiliz
> > komutanın anlattığı gibi değil.
> > Türkler kafaya koymuş...
> > Kuru ekmek yiyor, bulursa üzüm hoşafı içiyor,
> şakır şakır ölüyor.. Ama geçirmiyor.
> > Avustralyalı olduğu için özellikle dikkatini çeken

    bir konu daha var.
> > İngiliz komutanlar, karargâhta klasik müzik eşliğinde
> > viski yudumlarken, Anzaklar patır patır gidiyor.
> > En son iki tabur Anzak gönderiyorlar bir bölgeye...
> > Türklerin, iki taburu yok etmesi iki saat bile sürmüyor.
> > Üstelik müthiş bir sansür var. Yazdığı haberler,

    İngiliz yetkililer tarafından engelleniyor.

 

 

    Bakıyor ki, olacak gibi değil... Sarılıyor kaleme,

    Tüm gerçekleri tek tek anlattığı, 8 bin kelimeden oluşan,

  "Gelibolu Mektubu"nu yazıyor.  Özeti şu:
> > "Çanakkale geçilemez... Hemen çekilin."
> > Ve bu mektubu, sansürden kurtulmak için Avustralya
> > Başbakanı'na "elden" ulaştırıyor.
> > Avustralya Başbakanı mektubu okuyor, gözlerine
> > inanamıyor ve acilen,yine "elden", İngiltere Başbakanı'na
> > ulaştırıyor..İngiltere Başbakanı mektubu okuyor, Savaş
> > Kabinesi'ni topluyor,orada bir daha yüksek sesle okuyor...
> > Gizlice araştırılıyor. Mektup doğru. Hatta az bile yazılmış.
> > Cephedeki İngiliz komutanın, kendi poposunu kurtarmak için

    Palavra attığı anlaşılıyor ve karar veriliyor.

    Komutan görevden alınıyor.
   Emperyalistler, Çanakkale'den çekiliyor.
   Yazdığı mektupla savaşın sona ermesini sağlayan  genç gazeteci,
   Avustralya'da "kahraman" gibi karşılanıyor.. "Sir" ünvanı veriliyor.
> > E tabii kapılar açılıyor... Savaşa "muhabir"
> > olarak giden gazeteci, savaştan sonra "gazete sahibi" oluyor.
> > Yıl, 1952.
> >Çanakkale de savaşın kaderini değiştiren"sir gazeteci"vefat ediyor.
> > Bir tane oğlu var... O zamanlar, 21 yaşında.
> > Babasının gazetesinin başına geçiyor.
>  Çalışıyor, çalışıyor, çalışıyor. Avustralya'ya sığmıyor...

   ABD'ye, Avrupa'ya el atıyor.
> > Bugün, 78 yaşında. Dünya medya imparatoru.
> > 75 televizyon kanalı... 175 gazetesi var.
> > TV kanallarıyla 600 milyon izleyiciye, gazeteleriyle 11 milyon                                                      okuyucuya hitap ediyor.
     Yıl, 2009...Çanakkale'nin "dövüşerek"geçilemeyeceğini ilk anlayan              sir gazeteci" nin oğlu, Çanakkale'nin nasıl geçileceğini gösterdi:
    EFT'yle. Bastı parayı, TGRT'yi aldı.
> > Adı, Rupert Murdoch.